Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ocak, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Türkiye'de Nepotizm, Gençlik ve Gelecek

Kamu yönetimi, özel sektörden farklı olarak kamu yararını esas alır. Cicero’nun “Salus populi est suprema lex” olarak ifade ettiği, ortak çıkarın en yüksek yasa olması gerektiği, aslında kamu yönetiminin temel prensibidir. Bu prensip, kamu hizmetinin bütün bireylere doğru şekilde, yasalara uygun şekilde sunulmasını içerir. Kamu hizmetini gerçekleştiren kişi veya grupların, özel çıkar sağlamak adına görev ve davranışlarını saptırmaları ise yolsuzluk olarak adlandırılır. Yolsuzlukların önemli bölümü, siyasi otorite kaynaklıdır.   Siyasi otorite kaynaklı yolsuzluklar, iktidardan muhalefete kadar siyasi mekanizmalarının içerisinde yer alanların, yasalara aykırı şekilde her türlü eylem ve politikalarıdır (Berkman, 2009: 22). Nepotizm, bu bağlamda sıkça karşılaşılan yolsuzluk türlerinden biridir. Bazı kaynaklarda kayırmacılık olarak da adlandırılan nepotizmin, gençlerin geleceğe bakışını ne derece etkilediği Türkiye’de sıkça tartışılmakta ve bu yazının da odak noktasını oluşturmaktadır.

Türkiye'de STK'ların Özerkliği: Fon Tartışmaları Üzerine Bir Değerlendirme

  Batı’nın siyasi, sosyal ve ekonomik değişimleri çerçevesinde gelişen bir kavram olan sivil toplum; gönüllü, kendi kendini üreten, kendi kendini destekleyen ve devletin resmi örgütlerinin dışında kalan organize sosyal yaşam alanı olarak tanımlanabilir (Ateş ve Nohutçu, 2006:248).Sivil toplum bireysel çıkarlardan çok kamusal amaçları hedefleyen, çoğulcu toplum yapısı ile farklılıkları bir arada barındıran yapıdır. Sivil toplumun iki temel işlevi vardır: İktidarın denetlenmesi ve devletin demokratikleşmesi. Sivil toplum, demokratik kurumların inşasında ve devletin meşruluğunun sağlanmasında bir araç olarak değerlendirilirken, etkin bir yapıya sahip olması durumunda hesap verebilir ve şeffaf bir sistem yaratır (Diamond, 1994:7-11).   Sivil toplum tipolojileri incelendiğinde 4 model karşımıza çıkmaktadır: Sosyal demokrat, liberal, korporatist ve gelişmekte olan ülke modelleri (TÜSEV, 2020: 16). Türkiye’de sosyal hizmetlerin sunumunun kamu ağırlıklı olması, kurumsal kapasitelerin sın